Bize zarar veren ne çok şeye bağımlıyız değil mi? Zararlı olduğunu bildiğimiz halde sigara içiyoruz. Hem sağlığımıza hem de çevremizdekilere zarar verdiğini bildiğimiz halde alkol tüketiyoruz. Dönüşü olmayan hasarlar bırakan eroine bağımlı olanlar. Ölüm riski olduğunu bile bile hızlı araç kullananlar. Sağlığa zararlı olduğunu bildiğimiz halde tükettiğimiz onca gıda. Bir şekilde bağımlıyız bütün bunlara. Çeşitli nedenlerimiz var, neden tükettiğimiz, yaptığımız için. Peki acılara? Acılara da mı bağımlıyız?
Sürekli olumsuzlukları düşünmek, olumsuz yanları görmek. Bir olumsuzluğun yarattığı etkinin diğer güzel şeylerin gölgede bırakması. Bunlar insanın elinde olan şeyler değil mi? Yani insan istese bardağın dolu tarafından bakamız mı? Peki, ama neden olumsuzluklar, hüzünler ön plana çıkartılıyor? Acılara da bağımlı olunabileceği için mi acaba?
Aslında acılar insan için çok önemli olgulardır. Tecrübe kazandırırlar, güçlendirirler, olgunlaştırırlar. Onlar sayesinde hayata hazırlanırız. Ancak bazen onların üstesinden gelemeyiz ve bu durumun olumsuz etkileri vardır. Belki de üstesinden gelmek istemeyiz ya da onun için çaba sarf etmeyiz.
Acılara olan bağlılık aslında kaybetme korkusundan geliyor olabilir mi? Eğer hiçbir şeye sahip değilseniz, kaybetme ihtimaliniz de yoktur. Bu nedenle bir şeye sahip olduğumuzda kafamızın içinde oluşmaya başlayan kaybetme korkusu içimizi kemirmeye başlıyor ve kaybetmekten korktuğumuz şey bizi terk etmeden biz onu terk ediyoruz ve acılara gömülüyoruz. Ama bu acılar, kaybetme duygusunda yaşayacağımız acılardan daha mı az sizce ?
Peki neden kaybetmekten korkuyoruz, hiç kaybetmediğimizden olabilir mi? Hiç kaybetmediysek, aslında hiç kazanmamışızdır. Kazanmanın tadına hiç varamamış, onun sarhoşluğunu hiç yaşamamışız demektir. Evet dizlerimiz acımamıştır ama ne yürüyebilmiş ne de koşabilmişizdir. Unutmayın düşebilmek için önce yükselmek gerekir. Acılara bağımlıyız çünkü onları da kaybetmekten korkuyoruz. Çünkü elimizdeki tek şey onlar.
10 Ağustos 2011
01:14